7 Aralık 2010 Salı

RAFLARDAKİ TEHLİKE HAZIR GIDALAR

ALDIĞINIZ HAZIR GIDALARIN İÇERİĞİNİ KONTROL EDİN
Bazı kimyasal maddeler ve ilaçların vücutta alerjik reaksiyonlara yol açabileceğini belirten uzmanlar, paketlenmiş hazır gıdaların içeriğinin mutlaka okunmasını öneriyor.

Uludağ Üniversitesi (ÜU) Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ve Beslenme Ünitesi Başkanı Prof. Dr. Hasan Doğruyol, "Katkı maddeleri benzeri küçük molekül ağırlıklı bileşikler alerjik etki meydana getirirler. Sonuçta bu maddelere karşı astım, ürtiker(kurdeşen), rinit(saman nezlesi), gibi reaksiyonlar ortaya çıkar." dedi.
Paketlenmiş ürünlerin içerdiği zararlar üzerinde fazla durulmadığını belirten Prof. Doğruyol, hazır gıda paketinin içindekiler listesinde ne tür malzemelerin bulunduğunun kolaylıkla öğrenilebileceğini dile getirdi. Özenerek alınan bir ürünün olumsuz bazı şartları taşıdığının bu yolla görülebileceğine dikkat çeken Prof. Doğruyol, şöyle devam etti:

"Bu maddeler bünyemiz için 'alerjik' olabilir. 'Toksik-zehirli', kanserojen-kanser yapıcı, hatta 'teratojen-nesilleri bozucu' etkiye sahip olabilir. Veya bu maddeler Müslüman mutfağına hiç sokulmayacak nesneler de içermiş olabilir. Bazen katkı maddesinin kendisi, bazen de fiziksel ortamı (sadece alkolde eriyen bir katkı maddesinin gıdaya katılması başka türlü mümkün olmadığından) katıldıkları maddeleri şüpheli kılabilir. Bazı içeceklerdeki renk maddelerinin çözünme ortamları çok şüphelidir. Sadece alkolde çözünen bir renk maddesi eğer çözülmeden ortama katılacak olursa tortu bırakır, ortamı renklendirmez. Tortu bırakmıyorsa o zaman belli bir ölçüde alkol içeriyor anlamı taşır."

Yurt dışından getirilen bazı ürünlerin dini açıdan sakıncalarının bulunduğuna vurgu yapan Doğruyol, örnek olarak Yahudi (Kosher) diyetlerini gösterdi. İsrail'de yapılan gıda maddelerinin içerisinde sadece alkolde eriyen E 320 (butilated hydroxyanisole) ve E 321 (butilated hydroxytoluene) kullanıldığını kaydeden Hasan Doğruyol, bu tür ününleri alırken dikkat edilmesi gerektiğine işaret etti. Gıda seçimini etkileyen sosyal faktörlerin başında dini kısıtlamalar ve birtakım kişisel tercihler geldiğine işaret eden Prof. Dr. Doğruyol, her dinin veya sosyal gurubun haramları, mekruhları olduğunu, kişilerin seçimlerini bu haramlardan mümkün mertebe sakınacak şekilde yaptıklarını, bu seçimde öncelikle gıdanın kaynağı belirleyici olduğunu kaydetti. Doğruyol, İslam dininde kaynağı bakımından yenip içilmesi mutlak yasak olan nesnelerin domuz eti ve şarap olduğunu, bir de metinlerle yasaklanmadığı halde tabiatları gereği yasak olan maddeler olduğuna dikkat çekti.

Bunun yanında, birtakım hükmi yasakların da söz konusu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Doğruyol, şunları kaydetti: "Musevilikte de domuz ve domuz ürünlerini tüketmek yasaktır. Vegeteryenler (etyemezler) benzeri bazı sosyal guruplar belirli hayvanların etini yemezler. Gıda katkıları ve bunların muhtemel maddi manevi zararlarının belirlenmesi, sağlığa zararlı ve inançlara ters oldukları belirlenen bu katkılardan sakınma yollarının ortaya konması gerekir. Bu konuda gıda etiketleri çok önemli bir görev üstlenir. Etiketlerdeki bilgilerin aksi ispat edilinceye kadar doğru kabul edilmesi esastır. Fakat bazı etiketlerin biraz daha ayrıntı içermesi önerilebilir. Örneğin hayvan kaynaklı maddelerde hayvanın cinsi ve kesilme özellikleri zikredilebilir. Özellikle yağ asitleri ve aminoasit içeriklerinde kaynak ve muamele özellikleri açıklanmamış ise ortada aydınlanması gerekli unsurlar vardır."

Gıdalarda kullanılan katkı maddelerinin sayısının binlerle ifade edildiğini belirten Doğruyol, bunlara her yıl yüzlercesinin daha eklendiğini bildirdi. Doğruyol, bunların içinde AB standardına uygun olduğuna karar verilmiş ve 'E' kodu almış olanlarının sayısının 320'ye ulaştığını açıkladı. Gerek bu maddeler ve gerekse henüz standard içine alınmamış veya yeni üretilmiş binlerce maddenin 'E' kodu alabilmek için inceleme sırasını beklediğine işaret eden Hasan Doğruyol, önceden standarda girmiş maddelerin yeni ortaya çıkmış sakıncalı durumlar karşısında yeniden değerlendirilip standarttan çıkarıldığını sözlerine ekledi.

KATKI MADDELERİYLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER

Gıdaları sadece süslemek için kullanılan boya maddelerinin kullanımı en az düzeyde tutulmalıdır.

Bebek ve küçük çocukların gıdalarında asla katkı maddesi bulundurulmamalıdır.

Çocuk ve gençler, sağlığa zararlı katkı maddeleri içeren gıda maddelerinden uzak tutulmalıdır.

Çocuklara sağlıklı olmayan beslenme alışkanlığı kazandıran her türlü reklâma sınırlama getirilmelidir.

Astım, alerji ve hiper aktivite belirtileri olan çocuk ve gençler, özellikle renklendiriciler(colouring), bozulmayı önleyiciler (koruyucular) ve sabit tutuculardan (stabilizör) uzak tutulmalıdır.

Anne adayları kanserojenik, mutajenik ve teratojenik etkiye sahip katkı maddelerinden şiddetle uzak durmalıdır. Bu maddeleri içeren gıdaların etiketlerinde bu durum kolayca göze çarpacak tarzda belirtilmelidir.

Besin değeri olmayan gıdalara özendirme yapılmamalıdır.

Okullarda çocuklara hazır ve işlenmiş gıdalar içeren ürünler verilmemelidir.

Çeşitli imkânlar kullanılarak iyi beslenmenin yararları hakkında kamuoyu aydınlatılmalıdır.

Katkı maddesi olarak kabul edilmeyen ve bu bakımdan etiketlerde gösterilme mecburiyeti olmayan bazı maddeler de katkı maddeleri listesine alınmalıdır.

Hiperaktivite tanısı almış çocukların gıdalarından katkı maddeleri derhal çekilmelidir.

Özellikle astım, alerji, kalp hastalığı, hipertansiyon, damar sertliği, mide-barsak rahatsızlığı olan yetişkinler, bu rahatsızlıklarını alevlendiren gıdalara karşı sergiledikleri tavrın aynısını gıda katkılarına karşı da sergilemelidir.

Genleriyle oynanmış besin ve katkı maddeleri yeni ve büyük bir küresel kirlenme türü olarak bütün canlı nesillerini tehdit etmektedir. Bunlarla ilgili olarak halk bilgilendirilmeli ve kısıtlamalar getirilmelidir.

Gıdalardaki katkı maddeleri, gıdalar hakkındaki dini-kültürel hükümlerde belirleyici olabilirler. Bu bakımdan tüketicilerin bu konuda gösterdikleri hassasiyete saygı gösterip, gıda seçimlerinde onlara yardımcı olmak için gıda etiketlerinde yeterli açıklamalara yer verilmelidir.

Bütün bu önerilerin geçerlilik kazanması için öncelikle gıda etiketlerini tanımak gerekir. Ayrıca, katkı maddelerinin nelerden ibaret olduklarını, kaynaklarını, erime özelliklerini, zararlı etkilerini de bilmek zorundayız. Bunları bilmekle belki bir ölçüde kendimizi bu maddelerin zararlarından koruyabiliriz.
CHA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder