27 Ocak 2011 Perşembe

Nişasta bazlı şeker (mısır şurubu) hasta eder!!

Şeker Raporu: Nişasta bazlı şeker (mısır şurubu) hasta eder, kota indirilmeli!
Şeker Kurulu şeker üretiminde kullanılan kaynaklara ilişkin kotaları bugün yarın yeniden belirleyecek. Ülkemizde şeker üretimi şeker pancarına dayalı olarak yapılmaktadır. Şeker üretimi ve endüstrisi konusunda "kökten" bilgisi olan Şeker İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Sayın Oğuz Kalay'dan aldığımız bilgilere göre, şeker pancarına dayalı şeker üretimi hem çevre sağlığı (pancar havayı en fazla temizleyen bitkilerden biridir) hem de yarattığı istihdam nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Dahası insan tüketimine en uygun olan pancar şekeridir ve bizim ülkemizdeki endüstri de şeker pancarı üzerine kuruludur. Ne var ki "nedendir bilinmez", 2001 yılında şeker üretimimize bir "mısır şurubu" kotası kondu. "Şeker üretiminin yüzde 7.5'i nişasta bazlı şekere dayalı olacak" diye başlayan bu yaklaşım, ertesi yıl yüzde 15'e yükseldi. Türkiye'de bu üretimi destekleyecek kadar çok mısır yetiştirilmediğinden bu kez meşhur GDO'lu mısırlar ithal edilmeye başlandı. Oysa mısırdan elde edilen şurupta daha çok (glikozun dört misli) früktoz bulunmakta. Ülkemizde bütün meşrubat, bisküvi sanayinde ve ucuz tatlı yapımında kullanılmakta.
Früktoz insan metabolizması için uygun bir şeker türü değil! Şeker metabolizmasını düzenleyen insülin salgısını etkilememekte, "doyum hissi" oluşmadığından, bir yönden tüketimin artışına neden olurken, diğer yönden de sağlık açısından ciddi riskleri beraberinde getirmekte. Vücuda alınan früktoz hızla bir yağ olan trigliseride çevrilmekte, iç organlarda ve yağ dokusunda depolanmakta. Mısır şurubundan elde edilen yüksek früktoz içerikli şeker, iç organlar ve karın içi yağlanmasının en önemli nedenlerinden birisidir. Bu yağlanmanın "metabolik sendrom" olarak bilinen tablonun oluşmasına ciddi katkısının bulunduğu kabul edilmektedir (hatta konu ABD Başkanı'na bile rapor edilmiş) (1). Buna bağlı olarak siroz, karaciğer kanseri, karaciğer ameliyatı ve nakli gereken hasta sayısı da artmaktadır. Nitekim şeker hastalığı ülkemizde son yıllarda ciddi bir artış gösterdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan Satman başkanlığındaki ekip tarafından 2000 yılında, 24.788 katılımcıyla gerçekleştirilen "Türkiye Diyabet <http://www.tumgazeteler.com/haberleri/turkiye-diyabet/> Epidemiyolojisi Çalışması <http://www.tumgazeteler.com/haberleri/epidemioloji-calismasi/> (TURDEP <http://www.tumgazeteler.com/haberleri/turdep/>)" araştırmasına göre Türkiye'de diyabet hastası sayısı bütün nüfusun yüzde 7.2'si, yüzde 6.9 da gizli diyabet hastası var.
Mısır şurubu ve pankreas kanser ilişkisi: Çok açık ve güçlü bilimsel deliller
Üstüne üstlük bugüne dek yapılan pek çok araştırma, doğalın dışına taşmış şeker metabolizmasının pankreas kanserine neden olduğunu gösterdi. ABD'de 88.802 kadının katılımıyla gerçekleştirilen Nurses' Health Study'de 18 yıllık takip sonucunda çay şekeri (sükroz) pankreas kanseriyle ilişkili bulunmazken, früktozdan (mısır şurubu şekeri) zengin diyet, pankreas kanseri olasılığını istatistiksel anlamlı bir biçimde artırmakta (2). Çok geniş bir diğer araştırma olan Multiethnic Cohort çalışmasına ise Hawai-Los Angeles bölgesinde yaşayanlardan 162.150 kişi katıldı, sekiz yıl süre ile izleme sonucunda nişasta bazlı şekerde bol miktarda bulunan früktozun pankreas kanseri ile istatistiksel anlamlı derecede ilişkili olduğu gösterildi. Bu araştırmaya göre kilo fazlası olanlarda nişasta bazlı şeker alımı özellikle daha fazla risk oluşturmakta (3). Toplam 482.362 kişinin kaydedildiği geçen yıl yayınlanan bir diğer çalışmada da (ülkemizde yüzde 15 kota verdiğimiz nişasta bazlı şeker früktoz) pankreas kanseriyle çok anlamlı biçimde (P=0.005) ilişkili bulundu (4). Her üç araştırmanın da bilimsel gücü, "bu konuda bir bulgu rastlanamadığını" söyleyen küçük kapsamlı vaka-kontrol çalışmalarına (5) göre çok çok yüksek. Bunun en önemli gerekçesi araştırmaların ileriye dönük yapılmış olmaları ve yüz binlerce kişiyi kapsamaları.
Şeker Kurumu vatandaşların sağlığı için mısır şurubu kotasını yüzde 1'e indirmelidir
Sonuç olarak, Sayın Oğuz Kalay'ın ekonomik değerlendirmelerinin yanı sıra, nişasta bazlı şeker sağlık açısından da çok ciddi bir risk faktörüdür. Biz bu verileri bir rapor halinde derledik, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı, Türkiye Şeker Kurumu ve Şeker İş Sendikası'na ilettik. "Şeker Raporu: Nişasta bazlı früktozdan zengin şekerin diyabet ve pankreas kanserine neden olduğuna ilişkin bilimsel verilerin analizi" başlıklı değerlendirme yüzde 2'lik nişasta bazlı şeker kotası bulunan ABD'nin içine düştüğü içler acısı durumu açıkça ortaya koymakta. Kota Avrupa'da yüzde 0.5'in altında, ülkemizde ise yüzde 15! Şeker Kurumu vatandaşlarının sağlığını düşünmeli ve nişasta bazlı şeker kotasını ivedilikle en fazla yüzde 1 seviyesine indirilmelidir. Meşrubat ve bisküvi endüstrisinin şeker gereksinimi sükrozdan (pancar şekeri) karşılanmalıdır. Ülkemizde halen bir pankreas kanseri salgını yaşanmakta. Oysa hastalıkların kontrolünde tedavi değil, önlemek önemlidir. Hastalık bir kere ortaya çıkınca tedavisi hem manen hem madden güç bir süreçtir. Dahası son hazin örnek ceylan gibi bacımızdan hatırlayın, para da sorunu çözemez. Amerikan tıbbının merhemi olsa kendi başına sürer, onlar bu işi bilmez.
Kaynaklar
1. Pitt HA. Presidential adres. Hepato-pankreato-biliary fat: The good, the bad and the ugly. HPB 2007; 9: 92-97.
2. Michaud DS, Liu S, Giovannucci E, Willett WC, Colditz GA, Fuchs CS. Dietary sugar, glycemic load, and pancreatic cancer risk in a prospective study. J Natl Cancer Inst 2002; 94: 1293-1300.
3. Nöthlings U, Murphy SP, Wilkens LR, Henderson BE, Kolonel LN. Dietary glycemic load, added sugars, and carbohydrates as risk factors for pancreatic cancer: The Multiethnic Cohort Study. Am J Clin Nutr 2007; 86: 1495-1501.
4. Jiao L, Flood A, Subar AF, Hollenbeck AR, Schatzkin A, Stolzenberg-Solomon R. Glycemic index, carbohydrates, glycemic load, and the risk of pancreatic cancer in a prospective cohort study. Cancer Epidemiol Biomarkers Prev. 2009; 18: 1144-51.
5. Chan JM, Wang F, Holly EA. Sweets, sweetened beverages, and risk of pancreatic cancer in a large population-based case-control study. Cancer Causes Control 2009; 20: 835-846.
 Yavuz Dizdar

UCUZ KAŞARDA HİLE ÜSTÜNE HİLE

05.11.2011 tarihli Bugün Gazetesi “Ucuz kaşarda hile üstüne hile” başlıklı haberde kaşara “nennet kazein” katıldığı haberini yapmış.


Biz buna yasadışı ya da hile değil, yasal düzenlemeden güç alan bir tercih diyoruz ve ekliyoruz “tüketicinin belini büken, onu kanser, enfeksiyon hastalıkları konusunda dirençsiz yapan işte bu tüketicinin hayrına olmayan yasal düzenlemelerdir.”

Gazete’nin haberine göre “Adını vermeyen Sektörün önemli bir temsilcisine göre; piyasadaki süt ürünlerinde etkin markaların yüzde 50′si bunu yapıyor.”

“Sektörün önemli temsilcisinin adını vermemesinin” sebebi: Ambalajlı Süt ve Süt ürünleri sektörünün temsilcisidir.  “Ucuz Kaşarda Hile üstüne Hile” yapan da sektörün ta kendisidir. Bugün, bu haber karşısında çözüm de sunamazlar, zira Ulusal Gıda Kodeks Yönetmeliği’nin süt ve süt ürünlerine suni protein yani “nennet kazein” katılmasını öngören düzenlemenin 2009 yılında Komisyon’dan çıkmasına bizzat destek verdiler.

Tüketicilerin önüne konulan süt ve süt ürünlerinde hileyi “yasal“laştıran, “makul”leştiren düzenlemeler sanayiinin, yani ambalajlı süt sanayicilerinin, yani endüstriyelleşen gıda sektörünün lobi gücüyle yayınlanabilmektedir.

Tüketicinin lobisi yok.

Sayın Çapar KANAT ' ın yazısından alıntıdır.

26 Ocak 2011 Çarşamba

TOHUM TAKAS ŞENLİĞİNE

YEREL TOHUMLARIMIZA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDİYORUZ!

5 ŞUBATTA SEFERİHİSAR BELEDİYESİ İLE BİRLİKTE İKİNCİSİNİ

DÜZENLEYECEĞİMİZ

“TOHUM TAKAS ŞENLİĞİNE”

HEPİNİZİ BEKLİYORUZ…

BU TOPRAKLARDA NEYİN EKİLİP NEYİN BİÇİLECEĞİNE BİZ ÜRETİCİLER
KARAR VERİNCEYE KADAR
MÜCADELEYE DEVAM…

                                                     
FERAY KARAPINAR                                                                                                                                         Karaot Tohum Derneği Başkanı                                                                                                         Ekolojik Üreticiler Derneği Genel Sekreteri

LEVENT GÜRSEL ALEV
Ekolojik Üreticiler Derneği Başkanı

YER               : SEFERİHİSAR KAPALI  PAZAR YERİ
GÜN               : 5 ŞUBAT CUMARTESİ
SAAT             : 10:00 – 17:00

25 Ocak 2011 Salı

DİOKSİN SKANDALI - DİKKAT ZEHİR ÇIKABİLİR

Almanya'da dioksin skandalı büyüyor
Almanya'da tavuklardaki zehirli madde skandalı büyüyor. Güney Kore ve İngiltere ithalatı yasakladı
Almanya'da hayvan yeminde dioksin bulunmasının ardından, bu kez de üç tavuk çiftliğindeki tavuklarda dioksin tespit edildi. 'Berliner Morgenpost' gazetesi, Aşağı Saksonya Eyaleti Tarım Bakanlığının, eyaletteki onbinlerce domuzda da fazla miktarda dioksin bulunduğunu tahmin ettiğini aktardı. Haberde, ayrıca şu ana kadar başkent Berlin'de dioksin bulgusuna rastlanmamasına rağmen her beş vatandaştan birinin şimdilik yumurta yemekten vazgeçtiğinin belirlendiği belirtildi. Gazetenin haberine göre, Güney Kore ve İngiltere, şimdilik Almanya'dan yumurta ithalatına kısıtlamalar getirdi. Almanya Tüketicileri Koruma ve Tarım Bakanı Ilse Aigner, "Bild am Sonntag" gazetesine yaptığı açıklamada, kamuoyunda açıklama yapmakta daha önce çekindiğini belirterek, "Ancak şimdi gelişmelere bakıldığında, burada kriminal enerjinin acımasızlıkla birleştiği şüphesinden kurtulamıyorsunuz" dedi. Aigner, insanların sağlığı ile oynayanların beş yıla kadar hapis cezasına çarptırılabildiğine işaret eden bu kişilere en ağır cezaların verilmesi gerektiğini ve öncelikli hedeflerinin zehirli ürünlerin kaynağına ulaşmak olduğunu kaydetti.