3 Aralık 2010 Cuma

MSG YİYECEKLERDEKİ BÜYÜK TEHLİKE

MSG NEDİR?...

MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var. MONO SODYUM GLUTAMAT  Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel Olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor. Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda üreticilerinin birçoğu MSG'yi karlı olduğu için kullanıyorlar.
MSG ZARARLI MI? Buna okuduktan sonra siz karar verin.
Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve
buna bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları, SARA (Epilepsi) Retinal dejenerasyon  (Göz retina tabakası hasarı) Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, obezite. Büyüme hormonu baskılanması. Pankreas hasarı, insülinde  artış, ve buna bağlı diyabet. Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar. Bu madde hamilelerde plasenta
bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor.
Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği
CİPS'lerde çok kullanılmakta. Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var.Şimdi diyeceksiniz ki, Madem bunca zararı var.
 Neden kullanıyorlar?.

Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaret devleri insaf, merhamet gibi duygularla asla çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek, çok daha büyümektir. Bu mamuller, al benisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur. Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız. Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır adeta. Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok pahalıya tükettiğimizi görürüz. Mesela Cips. Semt pazarlarında 3 kg .  patatesi 1 TL ye alabilirsiniz. Oysa ki 50 gram CİPS 1 liradır. Yani 1 kg . Cipsi, 20 ytl. den tükettiğimizin farkında bile değiliz. Olumsuz etkileri de cabası. bu mamulleri üretenler  Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik ve doğaldır.

Gelelim genel sağlık boyutuna; Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12'sine çıkması ve benzerleri.Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar. Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu da madalyonun diğer karlı yüzüdür. Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana kadar birçok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun ciddiyetini anlayabilenimiz var mı? Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır. Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında yetersiz kaldığından, yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler. Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan, küresel ısınma ile kuraklık tehlikesi yaklaşan bir dünyada, yaşadığımızı asla unutmamalıyız.
Bu nedenle, hazır yiyeceklerden uzak durmamız gerekiyor!!!
Doğal ve Gerçek Gıda tercih edilmelidir.
Prof. Dr. Canan Karatay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder