ANA SAYFA


 

Gerçek Gıda İnisiyatifi Bildirgesi                                                
Gerçek Gıda İnisiyatifi olarak bizler; insanlığın ve doğanın önüne kârı koyan gıda sistemine karşı çıkıyoruz. Gıda üretiminin sürdürülebilirliğini engelleyen, çevreye zarar veren, ekolojik dengeyi altüst eden ve insan sağlığını riske atan tüm teknoloji ve uygulamaları reddediyoruz. Gıda üretiminin bileşenleri arasında olan havanın, suyun ve gen kaynaklarının ticarileştirilmesini istemiyoruz.

Sofralarımızda; binbir türlü işlemden geçirilmiş, doğa düşmanı tekniklerle üretilmiş, katkı ve koruyucu maddelere  boğulmuş ve doğasına aykırı yetiştirilmiş olan, şık ambalajlı ancak içi boşaltılmış gıdaları değil, gerçek gıdaları görmek istiyoruz.

Gıdanın sağlıklı olabilmesi için, tarladan sofraya gelene kadar geçtiği her aşamanın sağlıklı ve adil olması gerektiği düşüncesindeyiz. "Gıda güvenliği" kadar "gıda güvencesi" ve "gıda egemenliği"ne de ihtiyacımız olduğunun bilincindeyiz.

Gıda güvenliği'nin tam anlamıyla sağlanabilmesi için; yalnızca parasal gücü olanların değil bütün insanların kaliteli, güvenli ve sağlıklı gıdaya erişebilmesi mümkün kılınmalıdır.

Gıda güvencesi'nin sağlanabilmesi için; tüm insanların aktif ve sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için gerek duydukları ve tercih ettikleri besleyici gıdalara, düzenli olarak, yeterli ve güvenilir bir şekilde erişebilmelerinin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

Gıda egemenliği'nin sağlanması için; gıda politikalarının, piyasanın dayatmaları ya da büyük ölçekli ulusal ve ulusaşırı şirketlerin talepleri doğrultusunda değil, bizzat gıdayı üretenlerin ve tüketenlerin talepleri doğrultusunda belirlenmesi gereklidir.

Gıdanın hem üretim hem de tüketim süreci içerisinde yer alan insanların emeklerinin ve harcamalarının karşılığını alabilmesi, herkes için eşit ve adil olarak üretilen ve tüketilen ve güvenli gıdanın mümkün kılınması, dünya yüzündeki 2 milyar aç insana yenilerinin eklenmemesi ancak gıda ile ilgili bu üç talebin gerçekleştirilmesi durumunda mümkün olur.


Gerçek Gıda İnisiyatifi olarak gıda ve tarım sisteminin işleyişinin
aşağıdaki ilkeler doğrultusunda gerçekleşmesi gerektiğini savunuyoruz:

- Gıda kâr amacına hizmet eden bir nesne olmaktan çok ve bundan önce bir insan hakkıdır. Herkesin eşit ve adil olarak üretilen ve tüketilen, kaliteli, güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmaya hakkı vardır.
- Dünya üzerinde yaşayan tüm halkların "gıda güvenliği", "gıda güvencesi" ve "gıda egemenliği" hakları vardır.
- Gıdanın üretimi, dağıtımı, taşınması, saklanması, işlenmesi vb. aşamaların tümünde piyasaya ve ne pahasına olursa olsun kâr elde etmeye değil, kaliteli ve sağlıklı gıda üretimine odaklanılmalıdır.
- Gıdanın ticaretinde sosyal adaleti ve ekolojik sürdürülebilirliği sağlayacak önlemler alınmalıdır.
- Gıdanın tarladan sofraya gelene kadar geçirdiği her aşama doğayla dost yöntemlerle gerçekleştirilmelidir.
- Bitki, hayvan, mikroorganizma vb. canlı çeşitlerinin patent altına alınması engellenmelidir.
- Gıdanın doğayla yabancılaşmasını sağlayan GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar), terminatör ve benzeri tohum kısırlaştırma teknolojileri ve bunlara benzer diğer yöntemler reddedilmelidir.
- Gıda üretiminde fosil yakıta bağımlı, doğal kaynakları kirleten ve suyu tüketen endüstriyel tarım metodları uygulanmamalıdır.
-  Gıdanın üretiminde yerel tercihlerin ve yerel pazarların özelliklerine, farklı kültürel beslenme alışkanlıkları ve geleneklerine saygı duyulmalıdır.
- Gıda üretiminde, endüstriyel tarım ürünü tektipleşmiş tohumlar yerine, bitki ve lezzet çeşitliliğini koruyan ve zenginleştiren yerel tohumların kullanılması desteklenmelidir.
- Gıda üretiminin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve ekolojik dengenin korunması için  küçük çiftçiliğin korunması ve kırsal refahın desteklenmesi gerekmektedir.
- Gıda konusunda insanlar yalnızca bir "tüketici" olarak algılanmamalıdır. Gıda "tüketilen" bir nesne olmanın ötesinde yaşamsal bir varlıktır.
- Tüketicilerin gıdaya adil bir fiyatla ulaşabilmesi, üreticilerin emeklerinin karşılığını adil bir şekilde alabilmesine bağlıdır. Tüketici ve üretici arasında kurulacak dayanışma gıda güvenliği ve egemenliğinin temelidir. Bu dayanışmanın geliştirilmesini sağlayacak her türlü örgütlenme biçimi desteklenmelidir.
- Tüm tüketicilerin gıdaların nasıl üretildiğini, nereden geldiğini ve içeriğinde neler bulunduğunu öğrenmeye hakkı vardır.
- Tüketicilerin üreticilerle kopan ilişkisinin yeniden kurulmasını sağlayan yerel ürünler ve yerel pazarlar ve bu yöndeki her türlü girişim desteklenmelidir.
- Tüketicilerin gıdaya yabancılaşmasının önlenmesi için hayata geçirilecek her türlü girişim desteklenmeli, çocukların sağlıklı ve besleyici gıdanın üretimi ve hazırlanması konusunda bilgi ve beceri edinmesi sağlanmalıdır. 
- Kentlilerin gıdaya yabancılaşmasının giderilmesi için kent bahçeciliği, balkon bahçeciliği gibi uygulamalar desteklenmeli ve hayata geçirilmelidir.
- Gıdaların doğal olarak yetişmesi gereken mevsimde üretilmesi ve tüketilmesi desteklenmeli, insanın doğayla ve gıdayla yabancılaşmasına hizmet eden, gıdaların mevsimi ve doğası dışındaki ortam ve koşullarda yetiştirilmesi ve üretilmesini sağlayan uygulamalara itibar edilmemelidir.
- Gıda kültürünü yok eden, sağlıksız beslenme tarzlarının yaygınlaşmasına hizmet eden ayaküstü beslenme alışkanlıklarıyla mücadele edilmeli, yemeğe zaman ayırılması, sofra ve mutfak kültürlerinin zenginliği ve çeşitliliği desteklenmelidir.
- Gıda üretim süreçlerinde hayvanlar üzerinde uygulanan akıl ve vicdan sınırlarını aşan uygulamalar reddedilmelidir. Kâr elde etme uğruna hayvanlara eziyet edilmesi ve hayvanların doğalarına aykırı biçimlerde yaşatılması engellenmelidir.

14/10/2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder